|
|
www.hiwaroni.com > KÜLTÜR SANAT EDEBİYAT BİYOGRAFİ YÖRELERİMİZ > İllerimiz & Yöerelerimiz > bitlis-TATVANIM : PDA Orijinalini görmek için tıklayınız : bitlis-TATVANIM : (*MIRAZ*) 28.09.08, 23:10:13 Bitlis Kürt coğrafyasının illerinden olup, Van gölü’nün batısında çok engebeli bir sahada yer almıştır.en yüksek noktası Ağrı ile ortak sınırında bulunan ve çok uzaklardan görülebilen 4058 m. Yükseklikteki Süphan dağı’dır. Bu dağın güneyinde 3700m’ye inen bir buzul vadisi yer alır.karasal iklimin hakim olduğu yörede küçük çaylar hızlı bir şekilde aşağı doğru akarlar.bunun dışında önemli akarsuyu yoktur.Bitlis, Van göl’ü havzasının kuzen Mezopotamya ve kuzey Suriye’ye bağlayan ve bugün önemi devam eden antik karayollarının geçtiği boğaz üzerinde kurulmuştur.yörede yetişen en önemli ürün kalitesiyle tanınan tütündür. Bunun dışında meyve bahçeleri ve tahıl ekimi yapılmaktadır. İklimin sertliği nedeniyle en uygun gezi ayları mayış, haziran, temmuz, ağustos,eylül ve ekim’dir. Kış sporları ve avcılık için kışında ziyaret edilebilir.. BİTLİS TARİHİ: Yörenin tarihi aryan tarihi içinde anonim özelliklere sahip olup M.Ö 5000 yıllarından beri iskan gördüğü yapılan araştırmalardan anlaşılmıştır. Özellikle Kafkasya’dan ve Van gölü havzasından kuzey Suriye ve kuzey Mezopotamya’ya giden yolların gectiği boğaz üzerinde bulunması buranın sıksık istila görmesine neden olmuştur. Halkının Arilerden oluştuğu yöreye gelen istilacılar gerekli tahribatı yaptıktan sonra her seferinde geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Bilinen yazılı kaynaklara göre en fazla Asurlular, tarafından yağmalanan yörede ilk siyasi yönetim mitanni krallığı zamanında olmuştur. Mitanniler yazışma dili olarak Hurrice’yi kullandıkları için bu yönetime Huri-Mitanni imparatorluğuna denilmektedir. M.Ö.13. yüzyılda Mittaniler’in, M.Ö12. yüzyılda da hatti(Hitit)lerin yıkılışı ile doğunun dağlık alanlarına Ari halk boylar halinde yerleşmişlerdir. “Biaini” veya “Nairi” boyları denilen bu arya M.Ö9. yüzyılda bir federasyon oluşturarak merkezi Tuşpa (Van) olan uriarti(Urartu) krallığını kurmuşlardır. Asur yağmalarına son vermek için yapılan savaşlar ile çok kan döküldüğü yine Asur belgeleri bildirmektedir. Asur yağma ve saldırıları ile iyice zayıflayan Urartu M.Ö.7. yüzyılda yine bu yağmalara son vermek için doğu aryan (bati İran) da örgütlenmiş Med(Ari)lere katılır. Med kral’ı Kyaksares ülkeyi tüm yağmacılardan temizleyerek Kızılırmak’a kadar Aryaları tek bayrak altında birleştirir. M.Ö.6. yüzyılında Pers’ler darbe ile Med ordularının başına geçmesiyle bütün aryan ile birlikte bati yöresinde bu yönetimin siyasi alanına girer ancak Persler burada herhangi bir denge sağlayamazlar. Ksenofun’un meşhur “onbinlerin dönüşü” adlı eserinde bu yöreden “karduka” olarak bahseder. Kardukların kendisine saldırdığını ancak bazı taktiklere baş vurarak az zararla kurtulduğundan bahseder. Pers ordularının İskenderun yakınlarında issos savaşıyla M.Ö.333. yılında Makedonya kral’ı büyük İskender’e yenilmesiyle bölgenin Gordyene krallığı’nın sınırlarında kaldığını görüyoruz. M.Ö.1. yüzyılından itibaren Romalıların Anadolu’da görülmesiyle roma orduları iki defa yörede geçerek araksat (Erivan) üzerine yürümüş ancak başaramayarak tekrar aynı yoldan geri dönmüşlerdir. . Bitlis’in tarihi ile ilgili ilk yazılı bilgiler Şerefname adlı tarih kitabında derlenerek bir araya getirilmiştir. Kitapta anlatılanların ışığında o dönemde bölgede birbirinden ayrı ve bağımsız olarak yaşayan 26 Kürt aşiretinin bugünkü Bitlis-Diyarbakır karayolu üzerinde bulunan Xwêt (………) dolaylarında bir çeşme başında birlik ve beraberlik kararı alarak birleşip o dönemde Bitlis ve çevresine hakim olan Gürcü Hükümdarı Tadit (David)’in ordularına saldırarak kaleyi ve şehri ele geçirirler. Bu 28 Kürt aşiretinin birleşmesi ile oluşan aşiretin tamamı bugünden sonra Rojkan Aşireti olarak adlandırılmıştır. Rojkan Aşiretini oluşturan 26 aşiretin adları ise şöyledir: Qeysan (Kaysan), Baykan, Modkan, Zoqeysi (Zokaysi), Zeydi, Keleçeran, Xırbelan (Hırbelan), Balkan, Xıyartan (Hıyartan), Goran, Bıreşan, Sekran, Garısî, Bêdoran, Belakurdan, Zerdusan, Endakiyan, Pırtayan, Qewalısî, Gırdikan, Suhreverdiyan, Kaşağiyan, Xaldan (Haldan), Istukan ve Azizan. Daha sonra Bizans, sasaniler, Arap istilacıları yöreye gelmiş ancak hiçbiri süreklilik gösterememiştir.11. yüzyılından itibaren yörede Türkmen istilası görülür. Selçuklular adı ile bilinen Türkmen boyları arasında boğuşmalar sürerken yöre Kürt mervani devletinin sınırları içinde kaldığı 13. yüzyılda da Moğol istilasına uğrar. Daha sonra yine Kürt eyyubiler imparatorluğu içinde yer alan Bitlis Timur istilasını da geçirdikten sonra yerli Kürt boylarından şerefhanların yönetiminde yüzlerce yıl kalır. XVI. yüzyıldan sonra tamamı ile Osmanlılara bağlanan Bitlis 1894 yılına kadar Şerefhan Sülalesince yönetilmiştir. Şerefhanların Bitlis’teki hükümranlıkları 1894 yılına dek sürmüş, 1894 yılından 1915 yılına kadar durum son şekli ile devam etmiş ve 1915 yılında Bitlis’in tarih boyunca yaşadığı en büyük yıkımı yaşatan Rus İşgali başlamıştır. Bu işgal 1916 yılına kadar devam etmiş, gerek Atatürk Komutasındaki Ordu, gerekse de ağalar, beyler, sivil halk ve aralarında Bediuzaman Said-i Nursi (o dönemlerde Said-i Kurdi olarak tanınır) bulunduğu din büyükleri ve şeyhlerin katıldığı Milis Kuvvetlerince Bitlis Rus işgalinden kurtulmuş ancak bir daha o eski müreffeh dönemlerine kavuşamamıştır. Çünkü Rus İşgalinden önce 60 Bin olan şehir merkezi nüfusu 1916 yılında ancak Binlerle ifade edilen rakamlara düşmüş ve bir daha eski parlak günlerine dönememiştir. Bitlis ismi; Bêtirs, Kürtçe de cesur, kahraman, korkusuz anlamına gelerek zamanlan değiştirilmesi sonucu Bitlis olmuştur.. İLÇELER: Adilcevaz, Ahlat, Güroymak, Hizan, Mutki ve Tatvan' dır. TARİHİ VE DOĞAL ÇEVRE Bitlis yöresinin ilk çağ’lardan beri yoğun olarak istila ve tahribatlara uğraması buradaki pagan dönemi Ari kültür öğelerinin önemli ölçülerde tahrip olmasına neden olmuştur. Maddi kültür öğelerini hedef alan bu savaşlar haklin benliğinde yaşayan folklorik değerleri ve sanat anlayışını yok edememiştir. Bu yüzden gerek Hıristiyan ve gerekse Müslüman patronların finansman ettiği mimari eserler bu yörede çok ünlü Kürt halkı sanatçıları tarafından arya kültürüne uygun olarak yapılmış ve günümüzde bir mimarlık müzesi durumuna gelmiştir. BİTLİS KALESİ Bir arya yerleşim yeri olan kalenin yerine Urartular döneminde kurulan surlara bazı ilaveler yapılarak kullanılmıştır. Çeşitli tarihçiler yazdıklarına göre büyük İskender’in generallerinden birine kale’nin bugünkü yerine , öyle bir kale kurmasını emrederek kendisi dahi feth edemesin. Bunun üzerin en kısa zamanda kale yapılır. İskender Babil seferinden dönüşünde kaleyi bir türlü ele geçiremez. Kuşatmadan vazgeçtiği sırada generali kapıyı açarak büyük İskender’e kalenin anahtarını verir. Neden kendisini uğraştırdığını sorunca da komutan kendisine verildiği emir gereğince kapıları açmadığını bildirir. Bunun üzerine büyük İskender komutanını azat eder. Bu hikayenin doğru olması mümkün değil çünkü hem bu kalenin İskender döneminden çok önce yapıldığını ve hemde İskender’in hiçbir zaman Bitlis’e uğramadığını bilmekteyiz.. Bitlis suyunun iki kolunun birleştiği yerdeki kayalıklar üzerine kurulmuş bulunan kale dörtgen biçimli olup 670 mazgalı bulunmaktadır. Doğu ve bati taraflarında birer yüksek gözetleme kulesi yer alır. Kale içinde 800 ev büyük bir han, saray, erzak depoları ve silah ambarı bulunmaktadır. BİTLİS'İN MİMARİSİ Bitlis'in mimari açıdan dogu kentleri içinde ayrı bir yeri vardır. Burası yöreye özgü mimari geleneklerle, doğal tarihsel çevrenin tümüyle korunabildiği bir kaç kentten biridir. Bitlis eski evleri, tarihsel yapıtları ve kalesiyle bir ortaçağ kenti görünümündedir. Yapıların çoğu Şerefhanoğulları döneminden kalmaktadır. Tarihsel yapılar, süsleme yönünden ari kültürünü ve her karesinde arya işçiliğini görmek mümkündür. Yöresel mimaride geleneklere sıkı sıkıya bağlıdır. Temel gereç, yöreye özgü düzgün, kesme taş ( Bitlis yada Ahlat taşı ) ve harçtır. Yapılarda en önemli nitelik yalınlıktır. Bu tutum, doğal çevreden ve geleneksel kültürden kaynaklanır. Yüzyıllar boyunca yapılan cami, mescit, medrese, han, hamam, türbe, kümbet vb. yapılarda yöresel usluba bağlılık hemen dikkat çekmektedir. Dide ban (Gözetme kulesi) Aynı ismi taşıyan tepe üzerine kurulmuş olup Bitlis kalesi’ne haber ulaştiran erken uyarı kulesidir. Serfiye camii Şehir merkezindeki ve şerefhanlar döneminde(1529 yılında) 4. tarafından yapılmıştır. Diger camiler ; Ulu Camii, Gökmeydan Cami, Kızıl Cami, Dörtsandık, Ayne'l -Badrid, Şeyh Hasan, Alemdar, Kureyşi, Taş, Hatuniye, İskender Paşa, Emir Bayındır, Tuğrul Bey ve Kale Altı Cami. Kümbetler; Emir Bayındır Kümbeti, Küfrevi Kümbeti, Çifte Kümbet, Emir Ali Kümbeti, Usta - Şagirt Kümbeti, Şeyh Babo (Üryan Baba) Türbesi başlıcalarıdır. Gök Meydan(ihlasiye) Medresesi 1589 yılında 5. şerefhan tarafından yaptırılmış olup şerefiye vakfı’na aittir. Bunun dışında Bitlis il merkezinde çok sayıda cami, han, hamam, medrese ve türbe bulunmaktadır. Nuhiye Medresesi, Şerefiye Medresesi, Yusufiye Medresesi ilin önemli medreseleridir. Tatvan Bitlis’e 26 km. uzaklıkta Van gölü kenarında olup tren istasyonu ve feribot iskelesi bulunmaktadır. Tatvan merkezinde iki kale, 6 medrese, iki kilise ayrıca bağlı köylerde çok sayıda tarihi eser bulunmaktadır. Dikili Taşlar Tatvan’ın 15 km. güneybatısında halk tarafından nemrut (Asur ve Babil kralları’na verilen ad olup Kürtçe de ölümsüz anlamına gelmektedir) un develeri diye adlandırılan 40 adet deveye benzer şekilde dizili duran taş mevcuttur. Sapor Suyu İlçede 5 km. mesafede Sapor suyu civarı bir mesire yeridir. Yörenin volkanik bir yapıya sahip olması nedeniyle bir çok kaplıca ve içmece kaynaklığının bulunmasına neden olmuştur. Bunlar hak arasında “çermik” adı verilmekte olup birçok rahatsızlıklara iyi gelmektedir. Bunlar; Yılan dirilten, kulak, acı su, çim, alemdar, sapgör azap ağa vs… Nemrut Dağı Ve Krater Gölü Nemrut dağı Van gölü’nün batısında Tatvan ilçesi’nin 24 km. kuzeyinde yer almış, 2935 m. Yüksekliğinde sönmüş bir volkandır. Bitlis ili, Tatvan ilçesi sınırları içindeki volkanik dağın kolay çıkılabilen yamaçları, yayvan bir görünümdedir. Yüksek kesimleri ise kesik koni biçimindedir. Doğu Batı ekseni 8,4 km., Kuzey Güney ekseni 7,2 km. olan elips biçimli kalderasının kuzeyinde Sivritepe (2935 m.), doğusunda Doğu Nemrut Tepesi (2625 m.), güneyinde Tursuktepe (2828 m.) ve batısında da Nemrut Dağı Tepesi (2801 m.) yükselir. Nemrut Dağı günümüzdeki Jeomorfolojik görünümünü jeolojik çağlarda başlayıp tarihsel çağlarda da süren püskürmelerle almıştır. Tarihsel kayıtlarda Nemrut Dağının en son 1441'de püskürdüğü belirtilse de yeni araştırmalardan elde edilen bulgulara dayanarak, 1443'te de bir püskürmenin meydana geldiği ileri sürülmektedir. Dağın tepesindeki, Kürdistan'nın en büyük ktater gölü olan ve tatlı sulu Nemrut Gölü 12 km'lik bir alanı kaplar. Gölün deniz yüzeyinden yüksekliği 2247 m., en derin yeri ise yaklaşık 150 m., uzunluğu 600 m. genişliği 500 metredir. Derinliği 7-8 m. olan kuzeydeki Iligöl'ün kuzeybatı kenarından sıcak su kaynakları, güneydoğusundaki kayalık yamaçtan ise su buhari ve karbondioksit gazi çıkar. Göltepe'nin doğusunda yer alan elips biçimli küçük gölün deniz yüzeyinden yüksekliği 2285 m.dir. Nemrut Dağı yörenin önemli turizm merkezlerinin basında gelir. Burada yetişen endemik bitkiler ve bazı çeşitleri sadece buraya özgü kus türleri ile de dikkati çekmektedir.Nemrut dağı bitki örtüsü bakımından da ilgi çekici bir özellik gösterir. Dağda Titrek Kavak, Mese (Quercus sp) ve Hus (Betula sp.) türü ağaç toplulukları bulunur. Yine kraterin içerisi endemik bitki türlerinin bulunduğu önemli bir yerdir. Bir Kus bilim adamı (doğa araştırmacısı) tarafından keşfedilen ve kendi ismi ile anılan "Sarmustahtayanı" adli bitki (meşe çeşidi) dünyada sadece burada bulunmaktadır. Diğer bir endemik tür olan "düğün çiçeği" (Altın çiçeği Ranunculus) yine buraya özgü bir bitkidir. Genel bitki türleri ise çeşitli orkideler (orchis umbrasa, orchis caucasia, orchis punetorum ve epipactic latifolia) , laleler ve otsu step türü bitkilerdir. Ahlat Van gölü’nün batısında Tatvan’a 44 km. mesafede tarihi çok eskilere dayanan bir yerleşim yeri olup, günümüzde ilçedir. Romalılar döneminde Hiliyat olarak adlandırılan ahlat bu ismini nostalji ifade eden “ah welat” sözünden almaktadır. Bir Hurri-Mitanni yerleşim yeri olan ahlat dolayları Urartular döneminden başlamak üzere taş işçiliğinin bir ekolü haline gelmiştir. Hıristiyan ve Müslüman anlık dönemlerinde de aynı sanat özelliğine devam eden ahlatlı arya sanatçıları Anadolu’da bulunan taş işçiliğinin en güzel eserine damgalarını vurmuşlardır. .Birçok sanat eseri yaratan sanatçıların ahlat yöresinden çıkması İslami dönem işgalcilerinin ilgisini çekerek buranın bir sanat merkezi olmasının devam etmesini sağlamıştır. Ancak pagan dönemi arya sanatıda bu arada ortadan kaldırılarak İslami amaçlı fakat pagan kültürünün etkileri ile yorumlanan eserler yapılmıştır. Harabe Şehir Kalesi Urartu döneminde yapılan kale daha sonraki dönemde onarılarak kullanılmıştır. İslami dönemde ise tahrip edilmiştir. Sahil Kalesi Van gölü kıyısında olup savunma amacıyla yapılmıştır. Ahlat ve dolaylarında çok sayıda cami,türbe, medrese ve köprü gibi İslami dönem yapısı bulunmaktadır. Bilhassa türbelerin ve dekoratif mezar taşlarının geniş yer tuttuğu ahlatın kutsal şehir niteliği alması, oranın Urartu döneminden beri var olan bir sanatsal ve kutsallığından ileri gelmektedir.sanatla dinin bütünleştiği haldi ve Teişeba kutsal yöresinin İslami dönemde benimsenmesi ve yöneticilerin oraya gömülmek istemesi arya kültürünün İslam istilacılarına olan etkisini göstermektedir. Mutki Mutki İlçesi tarih çağları boyunca Asur, Pers, İskender Roma ve Bizans İmparatorluklarının hakimiyetinde bulunmuş, daha sonra Müslüman Araplar tarafından alınmıştır. Bundan sonra birkaç defa Müslümanlar ile Bizanslar arasında el değiştiren bu topraklar 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Anadolu”ya başlayan Türkmen istilacılarının ilk durak yerinden biri ve Akkoyunlu, İlhanlılar gibi çeşitli Türk beyliklerinin idaresi altında kalmıştır. Adilcevaz Ahlat’tan 23 km. mesafede olup Van gölü kıyısında yer almıştır. Etrafında bulunan Mağaralarda yapılan araştırmalardan buranın M.Ö.5000 yıllarından beri mesken olduğu anlaşılmıştır. Tarihi aryanın ki ile anonim özellik taşır. Bilinen ilk yerleşik hakli ise M.Ö.4000 yıllarına ait Ari kavimleridir. İlk siyasi yönetim büyük Mitanni imparatorluğu tarafından kurulmuş, bunun yıkılışından sonra M.Ö.13. yüzyılında mariyannular, 12. yüzyılında hittiler yerleşerek Biaini boylarını oluşturmuşlardır. Urartu Kalesi Süphan dağı’nın batı yakasında kef (kale) tepe üzerinde kurulmuştur.M.Ö.7 yüzyıl, 2. rusa yapımı olan kale önemli bir yönetim, ekonomik ve dinsel merkez olduğu anlaşılmaktadır. İnşası diğer Urartu kaleleriyle benzerlik göstermekte olup sur duvarları ortası bombeli kenarları işlenmiş rustikalı taşlarla örülmüştür. Yöresel Giyim Kadın Kıyafeti; yörede giyimin çeşitlilik gösterdiğini ve bunun da özgür olma düşüncesi ile bütünleştiğini görüyoruz. Bol ölçülerde olan klasik giyimdeki renklerin doğa ile bütünleştiği anlaşılan kadın giyimlerinde su ve gök mavisi renkler, kar beyazı ve çiçek renkleri hakimdir. Bütün Kürt toplumlarında gördüğümüz başa giyilen “kofi” burada da en önemli öğedir. Kofi üzerinde işlemeler, kadının sosyal durumunu yansıtmaktadır. Evli, dul, bekar, çocuklu olup olmadığını çeşitli motiflerle ortaya koymaktadır ki bu durum başka yörelerde değişik baş bağlamaları ile de simgelemektedir. Kofinin etrafına oyalı ve boncuklarla süslü puşu(serpuş) ve merhamet adı verilen baş örtüleri bağlanır. Erkek Kıyafeti; Şal-şapık erkek kıyafetinin ana unsurudur. Bol paçalı şalın üstüne düğmesiz ve kol altları açık şapık giyilir. İçerisine de yakasız gömlek giyilmiş olup kolları beyaz uzantıları olan bir parça ile zenginleştirilmiştir. Halk Oyunları Bitlis halk oyunları nitelik yönünden doğu bölgesi folkloru içinde anonim özellik göstermekte olup mücadeleyi dayanışmayı ve duygusallığı ifade etmektedir. Oyular;Dello, dogırme, gulazer, teşi, zifkero, zeyno, tanzere, temirağa, meyroki, dolabê, perican, mendi, palyaçı, beritê, nehrêz, zıravi, gavaşi, tringo, veylül, papori, deriko, şerê, govend’dir. Omuzdan ve belden tutularak yada yine ellerden tutularak fakat daha sert ve hızlı mimikli oyun ise; garzane, koçeri, veso, adlê, govenda sıvık, çuşkero, ghezal, hanina vb adlarla bilinir. Botane, sêpê, şılori, kılican,geribe,hejidaveda gibi oyunlar misafir veya yabancıya gösterilen iyi niyet, samimiyet ifade etmektedir. Mutkane ve herkuşta ise sert oynamakta, savaşı ve mücadeleyi ifade eder. Müsabaka oyunların başlıcaları arasında; cirit, deve güreşi, kılıç kalkan, sinsin, kaşık ve cowganı sayabiliriz. Bunlar aryan bölgesinin tümünde bilinen musabakalar olup ulusal nitelik almışlardır. En az bilinen çowgan “çow;sopas, değnek anlamına gelmiş olup ana teması mücadeledir. BİTLİS'İN EL SANATLARI Yörede önceleri canlı olan demircilik, dericilik, boya yapımı birinci dünya savaşı sonrasında sönmeye başlamıştır. Günümüzde köylerde halı, kilim dokunmaktadır. Yerel giysilerden bir bölümüde yörede üretilir. Tiftik yününden örülen başlık, eldiven ve çoraplar yöresel özellik gösterir. Halılar ilkel yer tezgahları ve mengenesiz dik döner tezgahlarla dokunur. Desen ve motifler bitki şekilleri ile geometrik şekillerden oluşur. Renk olarak kırmızı, yeşil, siyah, bordo, bej, turuncu kullanılır. Bitlis Mutfağı Bitlis yöresi et yemeğine dayalı mutfağı ile bilinir. Burada etin kesildikten hemen sonra soğumadan yemek hazırlanması tercih edilir. Soguyan etler ise ancak kavurma olarak saklanmalıdır. Başlıca yemekleri; Kılorik , Şekalok , Ciğer toplaması , Türşi aşi , Kari aşi , Katıklı dolma , Gebol , Şalgam yemeği , Avşor , Mışefşi , Biryan , Çorti aşi , Kengerli pilav , Şirin kayğanak , Ayran aşı , Mıkaşarlı pilav....vs [Only Registered Users Can See Links] TATVAN GENEL BİLGİLER Yüzölçümü: 6.707 km² Nüfus: 330.115 (1990) İl Trafik No: 13 Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan Bitlis'i, güneyden Siirt, batıdan Muş, kuzeyden Ağrı illeri ve doğudan Van Gölü çevreler. Bitlis, Kaleleri ve Türk İslam eserleriyle önemli bir ildir. İLÇELER: Adilcevaz, Ahlat, Güroymak, Hizan, Mutki ve Tatvan' dır. Ahlat: İl merkezine 60 km. mesafede, Van Gölü kıyılarında kurulu bulunan Ahlat ilçesinin tarihi çok eskiye dayanmaktadır. Ahlat'ta çoğu 13. yüzyıldan kalma 14 kümbet, 2 kale, Selçuklu döneminden kalma 5 tarihi; mezarlık, Osmanlı döneminden kalma 1 tarihi mezarlık, Yuvadamı köyünün kuzeyinde M.Ö. 2000 ile M.Ö.1200 yılları arasında kalan döneme ait 4 ayrı mezarlık, Osmanlı döneminden kalma 2 cami, 1 hamam bulunmaktadır. İlçedeki Emirlik Bayındır Kümbeti mutlaka gezilmeli ve görülmelidir. İlçenin en önde gelen tarihi varlığı yaklaşık 200 dönümlük bir alanda kurulu bulunan tarihi "Selçuklu Mezarlığı"dır. Mezarlıkta her biri anıtsal yapı özelliğine sahip Şahideli-Şahidesiz sanduka mezarların dışında, Orta Asya Türk Mezar tipleri olan oda tarzı yeraltı mezarları da görülür. Diğer önemli tarihi eserler içerisinde yer alan Kümbetler, İslami etki ile birlikte gelişmiş olan, yer altı mezar odası üzerine küçük bir mescit eklenen dönemin bey ve yöneticilerine ait anıtsal mezarlardır. Ahlat aynı zamanda Van Gölü çevresinin en güzel sahillerine sahiptir. Kıyı turizmi ve su sporları açısından gelişmeye müsait ilçe sahillerinde 4 ay yüzme imkanı vardı. Ayrıca ilçenin kuzeyinde kalan Sütay yaylası, yayla turizminin canlanması açısından elverişlidir. El sanatları, ürünlerinden olan "Ahlat bastonu", tüm ülkemize ün salmıştır. Tatvan: İl Merkezine 27 km. uzaklıktadır.İlçe'de kara ve demiryolları ile ulaşım söz konusu olduğu gibi Van Gölü üzerinden feribotla ulaşmak da mümkündür. İlçenin Van Gölü kıyısında kurulu olduğu yer aynı zamanda doğal bir liman olma özelliğine de sahiptir. NASIL GİDİLİR? Karayolu: Karayolu ile çevre il ve ilçelere ulaşım mümkündür. Otogar: (+90-434) 827 72 21 - 226 78 00 - 226 69 69 - 226 79 69 - 226 27 34 Demiryolu: Avrupa - İstanbul bağlantılı Devlet Demir Yolları, Tatvan ilçesinde Van Gölü ile feribot bağlantılı doğu ülkelerine açılır. İstasyon Tel: (+90-434) 827 57 02 Havayolu: Bitlis'e havayolu ile Van ve Muş illerinden ulaşılabilir. Feribot Ulaşımı: Van Tatvan arası tarifesiz olarak çalışmaktadır. GEZİLECEK YERLER Ahlat İl merkezine 60 km. mesafede, Van Gölü kıyılarında kurulu bulunan Ahlat ilçesinde çoğu 13. yüzyıldan kalma 14 kümbet, 2 kale, Selçuklu döneminden kalma 5 tarihi mezarlık, Osmanlı döneminden kalma 1 tarihi mezarlık, Yuvadamı köyünün kuzeyinde M.Ö. 2000 ile M.Ö.1200 yılları arasında kalan döneme ait 4 ayrı mezarlık, Osmanlı döneminden kalma 2 cami, 1 hamam bulunmaktadır. İlçedeki Emirlik Bayındır Kümbeti mutlaka gezilmeli ve görülmelidir. İlçenin en önde gelen tarihi varlığı yaklaşık 200 dönümlük bir alanda kurulu bulunan tarihi "Selçuklu Mezarlığı"dır. Mezarlıkta her biri anıtsal yapı özelliğine sahip Şahideli-Şahidesiz sanduka mezarların dışında, Orta Asya Türk Mezar tipleri olan oda tarzı yeraltı mezarları da görülür. Diğer önemli tarihi eserler içerisinde yer alan Kümbetler, İslami etki ile birlikte gelişmiş olan, yer altı mezar odası üzerine küçük bir mescit eklenen dönemin bey ve yöneticilerine ait anıtsal mezarlardır. Ahlat aynı zamanda Van Gölü çevresinin en güzel sahillerine sahiptir. Kıyı turizmi ve su sporları açısından gelişmeye müsait ilçe sahillerinde 4 ay yüzme imkanı vardı. Ayrıca ilçenin kuzeyinde kalan Sütay yaylası, yayla turizminin canlanması açısından elverişlidir.El sanatları, ürünlerinden olan "Ahlat bastonu", tüm ülkemize ün salmıştır. Müzeler Ahlat Müzesi İlin tek müzesi Ahlat İlçemizde bulunmaktadır. Müze; yaklaşık 200 dönümlük alan üzerinde kurulu bulunan tarihi 'Selçuklu Mezarlığı'nın bitişiğinde yer almaktadır. Müzede; Urartu, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait arkeolojik ve etnografik tarihi eserler sergilenmektedir. Kaleler Bitlis Kalesi: İl merkezindeki çarşının hemen dik yamacında yer alan Bitlis Kalesi M.Ö. 312 tarihinde Büyük İskender'in emri ile kumandanlarından Leys Bedlis tarafından inşa ettirilmiştir. Kale torakla dolu olduğu için içini gezmek mümkün değildir. Ancak tepede panoramik olağanüstü güzellikte bir manzara vardır. Tatvan Kalesi: Kanuni Sultan Süleyman'ın vezirlerinden Zal Paşa tarafından Tatvan'ın bugünkü Tuğ mahallesinde yaptırılmıştır. Ahlat Sahil Kalesi: Urartular dönemine ait olan kale 1224 yılında meydana gelen şiddetli bir yer sarsıntısı neticesinde yıkılmıştır. 1556 yılında Kanuni Süleyman tarafından yeniden yaptırılmıştır.Günümüzde sadece kale mevcut olup, içindeki yapı kalıntılarına da rastlamak mümkündür. Adilcevaz Sahil Kalesi: Van Gölü kıyısında sarp kayalar üzerine kurulmuştur. Kulesi bulunan kalenin içinde Süleyman Han Cami, cephane mahzeni, buğday ambarları, su sarnıçları, mehterhane kulesi ve 70 ev bulunduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır. Günümüzde sadece kalıntıları mevcuttur. Cami ve Kümbetler Bitlis'de bulunan Ulu Camii, Gökmeydan Cami, Kızıl Cami, Şerefiye Külliyesi Cami görülmeye değer eserlerdir. İlde bulunan diğer camilerden bazıları şunlardır; Dörtsandık, Ayne'l -Badrid, Şeyh Hasan, Alemdar, Kureyşi, Taş, Hatuniye, İskender Paşa, Emir Bayındır, Tuğrul Bey ve Kale Altı Cami. Emir Bayındır Kümbeti, Küfrevi Kümbeti, Çifte Kümbet, Emir Ali Kümbeti, Usta - Şagirt Kümbeti, Şeyh Babo (Üryan Baba) Türbesi başlıcalarıdır. Medreseler İhlasiye Medresesi, Nuhiye Medresesi, Şerefiye Medresesi, Yusufiye Medresesi ilin önemli medreseleridir. Hamamlar Bitlis merkezinde Şerefhanlar'a ait olan Han Hamamı ile XVI. yüzyılda Hüsrev Paşa tarafından yaptırılan Paşa Hamamı bu güne kadar varlıklarını koruyabilmişlerdir. Ayrıca kale üzerindeki Han Sarayı Hamamı ile Zeydan mahallesindeki Saray Hamamının ancak kalıntılarına rastlanabilmektedir. El Aman Kervansarayındaki hamam kalıntısı ile Ahlat ve Adilcevaz Kaleleri içerisindeki hamam kalıntıları tarihi değer taşımaktadır. Hanlar ve Kervansaraylar Hatuniye (Hazo) Hanı: Aynı adla anılan köprünün yanı başında bulunan bir handır. Abbasilerden Sultan Evhadullah Hanın kızı Hamu Hatun tarafından XI. Yüzyılda yaptırıldığı söylenmektedir. Papşin (Hüsrev Paşa) Hanı: Bitlis-Tatvan karayolu üzerinde bulunmaktadır. Beylerbeyi Hüsrev Paşa tarafından XVI. yüzyılda yaptırıldığı rivayet edilmektedir. Başhan Hanı: Bitlis-Tatvan karayolu üzerindedir. XVI. yüzyılda Van Beylerbeyi Hüsrev Paşa tarafından yaptırıldığı rivayet edilmektedir. El-Aman Hanı: Anadolu'nun en büyük kervansaraylarından biri olan El Aman Hanı, dükkanları, cami ve hamamı ile bir külliye teşkil etmektedir. XVI. yüzyılda Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. İl sınırları içerisinde bulunan diğer han ve kervansaraylardan başlıcaları şunlardır: Şerefiye, Arasa, Yusufiye, Duhan ve Kokoz Zal Paşa hanlarıdır. Kaplıcalar Fay hattı üzerinde bulunan Bitlis merkez ve çevresinde sayısız kaplıcaya rastlanır. Bunlardan bazıları; Güroymak (Çukur) Kaplıcası, Ilıcak (Germav) Kaplıcası, Nemrut Dağı Kaplıcası, Alemdar, Köprü Altı, Çim Çölmüğü, Arap Köprüsü, Yılan Dirilten, Acı Su vb. kaplıcaları olarak sıralanabilir. Göller Van Gölü: Sodalı ve tuzlu suyu olan Van Gölünün yarısı Bitlis sınırları içerisinde yer almaktadır. Ahlat, Adilcevaz ve Tatvan ilçeleri Van Gölü kıyısında kuruludur. Kıyılarda pek çok plajın yanı sıra konaklama, yeme-içme tesisleri bulunmaktadır. Nemrut Dağı ve Krater Gölleri: İlin kuzeyinde, Tatvan İlçesinin sınırları içerisinde yer alan ve yüksekliği 2935 m. olan Nemrut Dağı, volkanik bir dağdır. Bir doğa harikası olan Nemrut Dağı her yıl özellikle yaz aylarında çok sayıda yabancı ve yerli turist tarafından gezilmektedir. Nemrut Dağı krater alanı içerisinde yer alan Nemrut Gölü, büyüklük bakımından ülkemizin birinci , dünyanın ise ikinci en büyük krater gölü unvanına sahiptir. Bitlis'e 27 km., Tatvan'a ise 13 km. uzaklıkta bulunan dağa Tatvan - Çekmece Köyü ve Ahlat - Serinbayır köyü yollarından otomobille rahatlıkla çıkılabilmektedir. Asiti Perwer 28.09.08, 23:21:42 spasss paylasim icin saol abla beli saten bu forumda sen eksiksin hep bosu doldurdun:D:D vBulletin v3.7.3, Copyright ©2000-2009, Jelsoft Enterprises Ltd.
|
|
|
|
|
|
|
|